Your browser does not support SVG!

blog

Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğuna İlişkin Özel Sorumluluk Nedenleri

Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğuna İlişkin Özel Sorumluluk Nedenleri

A. Belge ve Beyanların Doğru Olmaması

TTK 549. madde “Şirketin kuruluşu, sermayesinin artırılması ve azaltılması ile birleşme, bölünme, tür değiştirme ve menkul kıymet çıkarma gibi işlemlerle ilgili belgelerin, izahnamelerin, taahhütlerin, beyanların ve garantilerin yanlış, hileli, sahte, gerçeğe aykırı olmasından, gerçeğin saklanmış bulunmasından ve diğer kanuna aykırılıklardan doğan zararlardan, belgeleri düzenleyenler veya beyanları yapanlar ile kusurlarının varlığı hâlinde bunlara katılanlar sorumludur”. şeklinde düzenlenmiştir.

TTK m.549’a göre yönetim kurulu üyeleri maddede sayılmış olan eylemler nedeniyle pay sahiplerine karşı sorumludur[1]. Zararlar; kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, bölünme, tür değiştirme ve menkul kıymet ihracıyla ilgilidir[2]. Maddede sayılan belgeler ve hukuka aykırılıklar sınırlı sayıda değildir[3]. Pay sahipleri doğrudan ve dolaylı zararları için aktif davacı olma ehliyetine sahiptirler. TTK, belgeleri düzenleyenler, beyanları yapanlar açısından kusur aramamış(kusursuz sorumluluk), bunlara katılanların sorumluluğunu açıkça kusurlu olmalarına bağlamıştır[4].

B. Sermaye Hakkında Yanlış Beyanlar ve Ödeme Yetersizliğinin Bilinmesi

Sermaye tamamıyla taahhüt edilmemiş veya karşılığı ödenmemişken, ödenmiş veya taahhüt edilmiş gibi gösterenler ile kusurlu olmaları şartıyla şirket yetkilileri, bu payları üstlenmiş kabul edilirler. Payların karşılıkları ile zararları faizi ile birlikte müteselsilen ödemek zorundadırlar[5](TtK 550/1). Şirket yetkililerinin kusurundan bahsedilmesi nedeniy­le, diğer sorumlular için kusursuz sorumluluk esasının benimsendiği doktrinde kabul edilmektedir[6]. Şirket yetkilileri olarak kastedilen kişiler arasında yönetim kurulu üyelerinin de olduğu tartışmasızdır. Müteselsil sorumluluktan kastedilen burada farklılaştırılmış teselsüldür[7]. Pay sahiplerinin aldatılması söz konusu olduğu için pay sahipleri bu hükme dayanarak doğrudan ve dolayısıyla zararlarının tazminini isteyebilirler. Kanuna aykırılık yönetim kurulu üyelerinin davranışlarından ileri geliyorsa pay sahiplerine karşı sorumlu olacaklardır.

TTK m.550/2 bakımından sermayenin korunması ilkesi gereğince, sermaye taahhütlerine ilişkin ödeme yetersizliğini bilip de onay veren kişinin, ödeme gücünden yoksunluğu bilmesi vakıası arandığı için kusura dayalı bir sorumluluk söz konusudur[8]. Yönetim kurulu üyeleri ödeme gücünden yoksunluğu bildiği halde işleme onay vermişse sermaye borcunun ödenmemesinden dolayı sorumlu olacaktır[9].

C. Değer Biçilmesinde Yolsuzluk

TTK m. 551’e göre ayni sermayenin veya devralınacak işletmeler ile ayınların değerlemesinde yolsuzluk yapanlar, doğmuş ve bu nedenle doğacak olan zararlardan, yönetim kurulu üyeleri pay sahiplerine karşı sorumlu tutulmuştur[10]. Maddenin lafzından da açıkça anlaşıldığı üzere buradaki sorumluluk kusur sorumluluğudur[11]. Sorumluluğun temeli haksız fiile dayanmaktadır[12]. Kusurun derecesi bakımından kasta dayalı bir sorumluluk olduğu söylenebilir[13]. Bizce de madde de belirtilen durumlara ilişkin yolsuzluklar ancak bilerek ve istenerek gerçekleştirilebilir.

Maddeden de anlaşıldığı üzere sorumluluk konuları, devralınacak ayın ve işletmelere emsallerine oranla yüksek fiyat biçilmesi, değerleme konularının niteliklerinin ve durumlarının farklı gösterilmesi, başka bir şekilde yolsuzluk yapılmasıdır[14]. “Emsal” kelimesi sözlük anlamındaki ifadesine göre benzer, eş, denk manalarına gelmektedir[15]. Aynı apartmanda yer alan, aynı metrekareye sahip, aynı cepheye bakan hiç kullanılmamış birbirinin aynı konumunda iki daireden birine 100.000 TL, diğerine 200.000 TL değer biçilmesi yolsuzluktur.

Şirkete ayni sermaye konulması ile bir işletme ve aynın devralınması aynı şeyler değildir[16]. Aralarındaki en belirgin fark, ayın olarak sermaye getiren kişi şirketin tescil ile tüzel kişilik kazanmasından itibaren pay sahibi sıfatını alırken, işletme ve aynın devredenlerin satıcı konumunda oldukları için pay sahibi sıfatını alamamalarıdır[17]. Tarla vasfında bir arazinin turizm imarlı olarak gösterilmiş olması değerleme konusunun durumunun farklı gösterilmiş olmasına örnek olarak verilebilir. Değerleme konusu şeyin konumu ve fiziki özellikleri farklı gösterilmişse değerleme konusunun durumunda farklılıktan söz edilebilir[18]. Nitelikte yolsuzluktan anlaşılması gereken ise bilinçli olarak mevcut olmayan bir niteliğin mevcutmuş gibi gösterilmesidir[19]. Örnek olarak, Makineli halı dokuma fabrikası olarak değerlemesi yapılan yerin aslında el dokuma tezgâhlı olmasıdır. Kuruluşa ilişkin beyanda kurucuların yapılan giderleri yüksek göstermesi TTK m.349 anlamında başka bir şekilde yolsuzluk yapılmasına girer[20]. Ayni sermayeye değer biçilmesi kuruluş ve sermaye artırımlarında söz konusu olabilirken işletme ve aynın devralınması kuruluş ve esas sermaye artırımından bağımsız olarak da gerçekleşebilir[21].

Pay sahipleri değerleme yolsuzluğundan kaynaklı dolaylı zararları için dava açabilecekleri gibi şartları varsa doğrudan zararları içinde davacı sıfatına haizdirler[22]. Yolsuzluğu yönetim kurulu üyeleri gerçekleştirmiş ise davalı sıfatıyla sorumluluk davasında yer alacaklardır.

D. Halktan İzinsiz Para Toplamak

TTK m. 552’de yer alan düzenlemeyle, bir anonim şirketin kurulması ve sermayenin artırılması amacıyla halktan izinsiz ve denetimsiz bir şekilde para toplanılması engellenmeye çalışılmaktadır[23]. Yasaklanan, Sermaye Piyasası Kurulu’ndan izin alınmaksızın halktan para toplanılmasıdır[24]. Yönetim kurulu üyeleri ve fiilden haberi olan ilgili kurumlar SPK tarafından belirlenmiş olan mevduat veya katılım bankasına toplanan parayı yatırmakla müteselsilen sorumludurlar[25]. Sorumluluk türü bakımından kusursuz sorumluluk olduğu söylenebilir[26].

E. Genel Kurul Kararlarının İcrasından Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğu

Anonim şirketin yönetim ve temsile yetkili organı yönetim kuruludur[27](TTK 365). Genel kurul kararlarının icrasından kaynaklanan sorumluluk TTK m. 553 ve 369.maddede düzenlenen özen ve bağlılık yükümü çerçevesinde değerlendirilmelidir[28]. Özensiz ve sadakatsiz davranışlar TTK m.369 anlamında yükümlülük ihlali sonucunu doğurur[29]. Yükümlülük, TTK m. 374’den hareketle de belirlenebilir[30]. Yönetim kurulu, anonim ortaklığı, pay sahiplerini ve alacaklıları korumaya yönelik yükümlülüğü bulunmaktadır[31]. Genel kurul tarafından alınan sakat kararları icra etmemekten ziyade kararların icra edilmesi yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu doğurur[32]. Yönetim kurulu, sakatlığı yokluk ve kesin hükümsüzlük derecesinde olan kararları icra etmekten kaçınmalıdır[33]. Kurucu unsurları bulunmayan bir genel kurul kararı yoklukla sakattır[34]. Örneğin çağrısız genel kurul hariç, genel kurul toplantısına çağrının yapılmamış olması veya yapılmış fakat yetkili organ ve kişilerce yapılmamış olması halinde genel kurul kararı yoklukla sakattır[35]. Kurucu unsurlar tam fakat işlem kanuna, emredici hükümlere, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı konusu imkânsız ise işlem kesin hükümsüzdür(TTK m.447-TBK m.27) . İptal davası bakımından da TTK m.446/1(c-d) bentleri gereğince aynı sonuca varılmalı kanuna ve esas sözleşmeye aykırı işlemler bakımından yönetim kurulu iptal davası açmalıdır[36]. Bir genel kurul kararı dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ediyorsa TTK m.369’da belirtilen özen ve bağlılık yükümü gereğince tedbirli bir yöneticiden dürüstlük kuralına aykırı kararı icradan kaçınarak iptal davası açması beklenebiliyorsa, icradan kaçınarak karar aleyhine iptal davası açmalıdır[37]. Anonim Ortaklığı ve pay sahiplerini korumayan fakat kanun veya esas sözleşme ile yönetim kuruluna verilmiş olan görevler bulunmaktadır. Bu görevlerin yerine getirilmemiş olması pay sahibine yönetim kuruluna karşı TTK m.553 anlamında dava açma hakkı vermez[38]. Anonim ortaklık tarafından ihtiyaç duyulmayan atıl sermayenin azaltılarak pay sahiplerine iade edilmesine ilişkin öneri hazırlamak yönetim kurulunun görevidir[39](TTK 473). Ancak bu görevin yerine getirilmemiş olması yönetim kurulu açısından yükümlülük teşkil etmez[40].

F. Yönetim Kurulu Üyelerinin Yetki Devrinden Kaynaklanan Sorumluluğu

TTK m. 553/2’ye göre, Yönetim kurulu kanundan veya esas sözleşmeden kaynaklanan görevi veya yetkiyi kanuna dayanarak başka organ veya kişiye devrederse bu kişileri seçmede makul ölçüde özenli davranmadığı ispat edilmedikçe, bu kişilerin işlemlerinden ve kararlarından sorumlu olmaz[41]. Aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise hiç kimsenin, kontrolü dışında kalan kanun ve esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklardan sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir[42].

Yönetim Kurulu, TTK m.375’de belirtilen görev ve yetkileri dışında kalan tüm görev ve yetkilerini devredebilir[43]. TTK m.367 ve 370, devredilebilirlik kuralını desteklemektedir. Devredilemez görev ve yetkilerin dışında bir yetki veya görev devri söz konusu ise devreden organ kanuni bir organ olsa dahi sorumsuzlaşır[44]. Aksi durumda yönetim kurulunun pay sahiplerine karşı sorumluluğu devam etmektedir.

TTK m.553/3’e göre, görev ve yetki devri kanuna uygun gerçekleşmişse gözetim yükümlülüğü de artık devredenden çıkmış demektir. Görev ile ifasının gözetimi bir bütündür devir sırasında gözetim yükümlülüğünün devredende kalacağına ilişkin hüküm yoktur[45]. Anonim ortaklığın yönetimine ilişkin üst gözetim devredilemez niteliktedir. Üst gözetime ilişkin sorumluluktan, yönetim kurulu kurtulamaz[46]. Ancak devredilebilir olan yetki ve görevleri ilişkin TTK m.553 anlamında gözetim sorumluluğundan kurtulmaya imkân vardır. Ayrıca TTK m. 553/3 anlamında sorumlu olmama durumu dikkat ve özen yükümlülüğü ileri sürülerek bertaraf edilemez[47]. Amaç soyut bir gözetim anlayışına dayanarak yönetim kurulu üyelerinin uygun nedensellik bağı ve kusurları olmadığı halde sorumlu tutulmalarına engel olmaktır [48]. Seçme, talimat verme ve gözetimde gerekli özenin gösterilip gösterilmediğini ispat yüküne ilişkin kanunda bir açıklama olmasa da burada ispat yükü davalı yönetim kurulu üyelerindedir[49]. Şirketin iç organizasyonu ve bunun nasıl gerçekleştiği hususunda yetkiyi devredenin, davayı açan pay sahibine nazaran daha çok bilgi sahibi olacağı kabul edilmektedir[50].

 

[1] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.392; Üçışık/Çelik, s. 528; Pulaşlı, Şerh, s.1852; Karahan, s.741.

[2] Pulaşlı, Şerh, s.1851; Üçışık/Çelik, s. 526; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.391.

[3] Tekinalp, s.367; Üçışık/Çelik, s. 526; Karahan, s.741.

[4] Helvacı, Farklılaştırılmış Teselsül, s.101; Tekinalp,s.368; Kendigelen, s.454; TTK m.549 ile bağlantılı hükümler: TTK 336 (Kuruluş Belgeleri), 343 (Değer Biçme), 349 (Kurucular Beyanı), 356 (Kanuna Karşı Hile), 375/1(Devredilemez Görev ve Yetkiler), 377 (İflasın Ertelenmesi), 380 (Kanuna Karşı Hile), 516,518 (Yönetim Kurulunun Yıllık Faaliyet Raporu).

[5] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.392; Karahan, s.742; Üçışık/Çelik, s.528.

[6] Helvacı, Farklılaştırılmış Teselsül, s.102; Kendigelen, s.455; Karahan, s.742-743.

[7] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.392; Üçışık/Çelik, s.530.

[8] Kendigelen, s. 456; Karahan, s.743; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.392

[9]Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.392; Karahan, s. 743-744.

[10]Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.392; Tekinalp, s.372; Yasaman, s.103; Pulaşlı, Şerh, s.1853.

[11] Kendigelen, s.456; Karahan, s.745; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.392

[12] Tekinalp, s.374.

[13] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.392.

[14] Tekinalp, s.373-374; Karahan, s. 745; Pulaşlı, Şerh, s. 1853; Kendigelen, s. 456.

[15]“Emsal”, Türk Dil Kurumu, Erişim Tarihi:28.10.2015.

[16] Pulaşlı, Şerh, s.1854.                                           

[17] Pulaşlı, Şerh, s. 1854.

[18]Tekinalp, s.373; Karahan, s.745.

[19]Tekinalp, s.373; Karahan, s.745.

[20]Tekinalp, s.374.

[21]Tekinalp, s.374.

[22]Tekinalp, s.375; Kendigelen, s.745; Pulaşlı, Şerh, s.1853; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.392.

[23]Yasaman, s.103;Kendigelen, s.457; Karahan, s.746; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.392;Tekinalp,s.37 7.

[24] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.392; Karahan, s.746; Kendigelen, s. 457; Pulaşlı, Şerh, s.1854.

[25] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.393; Pulaşlı, Şerh, s.1855.

[26] Yasaman, 104; Karahan, s.746.

[27] Karahan, s. 381;Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.393.

[28]Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.393; Tekinalp, s.378; Karahan, s. 750.

[29] Tekinalp, s.378.

[30] Tekinalp, s.378.

[31] Tekinalp, s.378.

[32]Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.393.

[33]Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.393.

[34] Karahan, s.524.

[35] Karahan, s.524.

[36] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.394.

[37] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s.394.

[38] Tekinalp, s.380.

[39]Tekinalp, s.380

[40] Tekinalp, s.380.

[41] Kırca, İsmail/ Çelik Şehrali, Hayal Feyzan/ Manavgat, Çağlar; Anonim Şirketler Hukuku, C.1, Ankara 2013, s. 611.

[42] Kırca/Çelik Şehirali/Manavgat, s.611.

[43] Tekinalp, s.380

[44] Tekinalp, s.381; Kırca/Çelik Şehirali/Manavgat, s.611.

[45] Tekinalp, s.384.

[46] Tekinalp, s.384; KIRCA, ÇELİK ŞEHİRALİ ve MANAVGAT’a göre; günlük, münferit iş ve işlemlerin gözetimi üst gözetime dâhil değildir (Kırca/Çelik Şehirali/Manavgat, s.615).

[47] Tekinalp, s.384; TTK 553 ile ilgili örnek maddeleri TTK m. 393(Müzakereye Katılma Yasağı), m.395 (Şirketle İşlem Yapma, Şirkete Borçlanma Yasağı), m. 396 (Rekabet Yasağı), m.376 (Çağrı ve Bildirim Yükümü), m.378 (Riskin Erken Saptanması ve Yönetimi), m.380 (Kanuna Karşı Hile), m.381(Yakın ve Ciddi Bir Kaybın Önlenmesi), m.388(Kendi Paylarını Taahhüt Yasağı), m.391(Batıl Kararlar)

[48] Bilgili/Demirkapı , s.596.

[49] Kırca/Şehirali/Manavgat, s.616.

[50] Kırca/Şehirali/Manavgat, s.616.

Yorumlar

İletişime Geçin

İletişim Formu

Adresimiz

Dr. Faik Muhittin Adam Cad. Konak Mah. Kemeraltı 3. Beyler Sok. Danış İş Hanı K. 4 No: 401 Konak/İzmir

Telefonumuz

0232 239 51 88

Mail Adresimiz

info@izmirlawyer.net