Your browser does not support SVG!

blog

Arabuluculukta Gizlilik Nasıl Sağlanır?

Arabuluculukta Gizliliğin Korunması Nasıl Sağlanmalıdır?

Arabuculuk farlı disiplinlerin yakından ilgilendiği bir çözüm yöntemi olmasının yanı sıra son yıllarda kanun koyucuların da üzerinde yoğunlaştığı bir alan haline gelmiştir. Bu alandaki önemli kanunlaşma çalışmaları dikkate alındığında, arabulucunun sır saklama yükümlülüğünün ve arabuluculuk sürecinde ortaya konulan bilgi ve belgelerin gizliliğinin korunmasına ilişkin hükümlerin, bu konudaki düzenlemelerin ağırlık noktasını oluşturduğu tespit edilmektedir. Bu noktada kronolojik açıdan ilgili birtakım düzenlemelere baktığımızda karşımıza sırasıyla Amerika Birleşik Devletlerinde çıkan Tek Tip Arabuluculuk Kanunu, Birleşmiş Milletler tarafından çıkarılan Milletlerarası Ticari Arabuluculuğa İlişkin Model Kanun, Avusturya tarafından yapılan Federal Kanun ve Avrupa Birliği tarafından 13.6.2008 tarihinde yürürlüğe giren Hukuki ve Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuğun Belirli Yönlerine İlişkin Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifi çıkmaktadır[1].

            Yukarıda belirttiğimiz söz konusu düzenlemelere baktığımızda gizliliğin korunmasına ilişkin hükümler, kişi ya da belge ve bilgi odaklı olarak hazırlandığı görülmektedir[2].

B. Kişi Odaklı Koruma Yöntemi

            Kişi odaklı koruma, bilginin iletildiği kişiyi korumanın odak noktası alarak o kişi tarafından bilginin ifşa edilmesini önlemeyi esas alır. Söz konusu yönteme göre genellikle meslek grubuna göre belirlenmiş olan sır saklama yükümlülüğü altındaki kişiler yani arabulucu ve arabuluculuk sürecine katılanlar, sır olarak kabul edilen bilgileri üçüncü kişilere açıklamamakla yükümlü tutulmuştur. Yargılama sırasında gizlilik ise genellikle tanık delili ile ilgili düzenlemeler ve bu bağlamda tanıklıktan çekinme hakkı ya da delil yasakları getirilerek sağlanmıştır. Tanıklıktan çekinme sadece belirli kişilere tanınmış bir hak olması sebebiyle, bu belirli kişilerin dışında kalarak arabuluculuk sürecine dahil olan diğer kişileri kapsam dışında bırakma tehlikesini içermektedir[3].

C. Bilgi Odaklı Koruma Yöntemi

            Bilgi odaklı korumada, koruyucu düzenlemenin odak noktası o bilginin kendisidir. Dolayısıyla o bilginin herkes tarafından kullanılması yasaklanır. Bilgi odaklı yöntemi benimseyen Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanmış olan Model Kanun’un 9. maddesinde sır saklama yükümlülüğü düzenlenirken, 10. maddede müzakereler esnasında taraflarca ileri sürülen uzlaşma tekliflerinin ve bazı bilgilerin mahkeme ya da tahkim aşamasında kullanılamayacağı düzenlenmiştir[4].

D. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda Öngörülen Koruma Yöntemi

            Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile gizliliğin korunması amacına yönelik hükümler, Birleşmiş Milletler Model Kanunu esas alınarak hazırlanmıştır. Konuyla ilgili mevzuatımızdaki düzenlemelere baktığımızda kanun koyucunun 4.maddede arabulucunun sır saklama yükümlülüğünü hüküm altına alınarak kişi odaklı koruma öngören bir düzenleme yapmış olduğu 5. madde de bazı “beyan ve belgelerin kullanılamaması” başlığı altında bilgi odaklı bir koruma yöntemini öngören bir düzenleme yaptığı görülmektedir[5].

            Yukarıda da belirttiğimiz üzere Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na göre arabulucu, kural olarak arabuluculuk faaliyeti esnasında kendisine sunulan bilgi ve belgeler bakımından sır saklama yükümlüğü altındadır (HUAK m.4). Bu sır saklama yükümlülüğü genel bir kural olmakla birlikte taraflarca aksinin kararlaştırılabileceği de hüküm altına alınmıştır. Bu maddedeki düzenleme arabulucu ve taraflara arabuluculuk faaliyeti sırasında edindiği bilgi ve belgelerin ifşa edilmemesini öngörmüştür. Kanun’un 5. maddesi ise gizliliğin yargılama sırasında da konuların hakim ya da hakem önüne getirilemeyeceğini düzenlemektedir. 5. madde sadece arabulucu ve tarafları değil arabuluculuğa katılan üçüncü kişileri de kapsamaktadır[6].

            Sonuç olarak, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu, gizliliğin korunmasına ilişkin hükümlerinde bir yandan arabulucunun ve tarafların sır saklama yükümlülüğünü olduğu düzenlenmiş bir yandan da arabuluculuk müzakereleri sırasında ortaya konan hangi bilgi ve belgelerin mahkeme huzuruna getirilmeyeceğini düzenlemiştir. Söz konusu hükümler incelendiğinde bizim de katıldığımız görüş olan TIKTIK’a göre kanun koyucunun iradesi, gizliliği hem kişi odaklı hem de bilgi odaklı koruma yönündedir[7].

 

[1] İlgili mevzuatın içeriği hakkında detaylı bilgi için bkz. Tıktık, s. 121.

[2] Tıktık, s.121.

[3] Tıktık, s. 124-127; Bu noktada Arabuluculuğa ilişkin Avrupa Etik Kuralları örnek verilebilir. Arabuluculara ilişkin Avrupa Etik Kurallarına göre arabulucu, kanunen veya kamu düzeni gerekçesiyle zorunlu olmadıkça arabuluculuktan veya arabuluculukla ilgili ortaya çıkan bütün bilgileri gizli tutacaktır. Taraflardan birince arabuluculara verilen gizli bilgiler, bilgiyi veren taraftan izin alınmadıkça veya kanunen zorunlu olmadıkça diğer tarafa açıklanmayacaktır (Özbek, Mustafa; “Avrupa Birliği’nde Alternatif Uyuşmazlık Çözümü”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Sayı:68, 2007, s.320).

[4] Tıktık, s.127.

[5] Tıktık, s.131.

[6] Tıktık, s.133.

[7] Tıktık, s.134.

Yorumlar

İletişime Geçin

İletişim Formu

Adresimiz

Dr. Faik Muhittin Adam Cad. Konak Mah. Kemeraltı 3. Beyler Sok. Danış İş Hanı K. 4 No: 401 Konak/İzmir

Telefonumuz

0232 239 51 88

Mail Adresimiz

info@izmirlawyer.net